Pirina ya da zeytin posası biyoyakıt üretimi için potansiyel organik bir çıktıdır. Pirinanın içindeki zeytin çekirdekleri yüksek enerji içeriğine sahip hem çevresel hem de ekonomik faydalar sağlama kapasitesine sahip değerli bir biyokütle kaynağıdır.
Sikkenin henüz icat edilmediği kadim zamanlarda zeytinyağı talep edilen değerli bir meta idi, amforalarda ve toprak fıçılarda uzun süre saklanıp depolanabiliyor, uzun mesafeler boyunca güvenle transferi mümkündü. Sayısal olarak ölçülebilen ve mukayese edilebilen bir üründü, o dönemler için az da olsa kabul edilmiş belli başlı kalite standartlarına sahipti. Bu özellikleri zeytinyağını borçlanma sisteminde kullanılan kadim ticari bir araca dönüştürmüştü.
İlk kokulu merhemlerin, Neolitik Çağ’da (M.Ö. 7000-4000), zeytin ve susam yağı ile kokulu bitkilerin karıştırılmasından elde edildiği düşünülüyor. Zeytinyağının cenaze ritüellerinde ve tapınaklarda tanrılar için hazırlanan sunularda kullanıldığına dair birçok arkeolojik bulgu, kutsal kitap metinleri ve mitolojik hikâyeler mevcut.